Avukatlar deprem nedeniyle 53 kurum ve kişi hakkında suç duyurusunda bulundu
Maraş ve Hatay merkezli depremlerde hayatını kaybeden ve yaralananlarla ilgili İstanbul’da 9 farklı avukat kümesi, bugün başta Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay olmak üzere tüm bakanlar, kara, hava ve donanma komutanları, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na geldi. 10 ilin valileri ve belediye başkanları da dahil olmak üzere yaklaşık 53 kurum ve yöneticileri, “kasten, olası kasıtla, kasti ihmal ve ihmalle”, “kasten, muhtemel kastla, kasti ihmal ve ihmalle yaralama”, “bilinçli ihmalle ölüme sebebiyet verme” ihmal, “yaralama”, “hayvan öldürme ve yaralama”, “görevi kötüye kullanma”, “görevi ihmal” ve soruşturma sırasında tespit edilecek diğer kabahatler hakkında suç duyurusunda bulunulmak maksadıyla.
ANKA’nın haberine göre, kabahat açıklaması yapan avukatlar, adliye önünde ortak basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasını kümeler adına Avukat Esra Erin okudu. Eren dedi ki:
BAZI ŞEHİRLER KESİNLİKLE YOK OLDU VE MİLYONLARCA İNSAN EVİNDE BIRAKILDI: “6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkez Pazarcık ilçesinde 7,7 büyüklüğünde ve aynı gün Kahramanmaraş ili Elbistan ilçesinde 7,6 büyüklüğünde iki deprem daha meydana geldi. Deprem Türkiye’de 11 ilde ve Türkiye’de etkili oldu. Suriye’de resmi açıklamalara göre, depremin ardından 11 ilde incelemeye alınan toplam 717 bin 614 binadan 507 bin bağımsız bölümden oluşan 156 bin binanın harap, acil yıkılmış ve ağır olduğu belirtildi. binalar hasar gördü. Depremden sonra bazı şehirler neredeyse tamamen yıkıldı ve milyonlarca insan evsiz kaldı.
RESMİ MAKAMLAR GERÇEK BİLGİLERİ AÇIKLAMAZ: Bu iki deprem sonrasında ölü ve yaralı sayısı bugün kesin olarak belirlenemese de resmi açıklamalara göre depremler 50 bine yakın kişinin ölümüne, yüzbinlerce kişinin de yaralanmasına neden oldu. Ancak hem resmi makamların gerçek verileri paylaşmadığı hem de şu anda enkaz altında binlerce kişinin olduğu düşünüldüğünde bu rakamların ne yazık ki çok daha yüksek olduğu anlaşılıyor.
DEPREMİ AFETE DÖNÜŞTÜREN ŞEY İHMALDİR VE ÖNLEMLERİ ZAMANINDA ALINMAZ: 6 Şubat 2023 tarihinden bu yana deprem bölgelerinde bizzat şahit olduğumuz, televizyon ekranlarına ve haber programlarına yansıyan bir trajediye tanık oluyoruz. Depremin yol açtığı hasar ve kayıplar bir gerçeği yeniden gündeme getirdi. Deprem bir doğal afettir ama onu felakete, büyük bir trajediye dönüştüren ihmal ve zamansız önlemlerdir.
Bölge, deprem ve doğal afetler açısından birinci derece riskli bir bölge olmasına rağmen, yerleşim yerlerinin çoğu buradan geçen fay sınırı üzerine kurulmuştur. Bu nedenle bölgede 1941 yılından bu yana 5 büyük ve yıkıcı deprem meydana gelmiştir. Bugüne kadar gerekli önlemlerin alınmaması nedeniyle doğal afet olarak kabul edilen depremler büyük yıkımlara neden olacak şekilde hazırlanmıştır.
DEPREM, İHMAL NEDENİYLE DOĞAL AFETLERDEN DAHA FAZLA KALIMA DÖNÜŞTÜ: Deprem doğal afet olarak kabul edilse de ihmal nedeniyle doğal afetten çok katliama dönüştü. Depremden ağır hasar alan tüm iller daha önce deprem bölgesi olarak biliniyordu. Bu illerin her an deprem olabilecek illerin başında geldiğini ve depremin olduğu coğrafyada uzun süre şiddetli deprem olacağını bilim adamları ve konunun uzmanı kişiler her fırsatta dile getirmişlerdir. yaptıkları çalışmalarda ortaya çıkmıştır. Depremin şiddeti ve meydana gelmesi durumunda olası can kayıpları yetkili devlet kurumlarına bildirildi. Tıpkı bahis gibi, birçok bilim ve beşeri bilimin dahil olduğu üniversite raporları var. Bölgenin bu niteliği bilinmesine rağmen, uygun olmayan temeller üzerine sağlam olmayan binaların yapılması, bu yapılara mevzuata aykırı izin verilmesi ve gerekli kontrollerin yapılmaması bu sonucu doğurmuştur.
HALK KİŞİSEL İNŞAAT ETTİĞİ BİNALARI DEPREM BÖLGESİNİ DİKKATE ALARAK İNŞA ETMİŞTİR: Depremde çok sayıda kamu binası, okul, hastane, öğrenci yurdu, köprü, demir yolu, otoyol, elektrik ve su altyapısı hasar gördü ve insanlar bu binaların enkazı altında kaldı. Devletin bizzat yaptırdığı kamu binalarına bu kadar ağır zarar verilmesi, öncelikle binanın yapıldığı yerin seçilmemesi ve ilgili mevzuata aykırı hareket edilmesinden kaynaklanmıştır. Kamuoyu, özel şahıslar tarafından yaptırılan yapıları gereği gibi incelememekte ve bizzat yaptırdığı yapıları deprem bölgesini dikkate alarak yapmadıklarını göstermektedir.
GEÇ MÜDAHALE VE UYUM SORUNU YAŞAM KAYBI KATLANIR: Depremin ardından ilgili kurumlar arama kurtarma çalışmalarını organize etmekte geç kalmış, arama kurtarma çalışmaları çok kısıtlı alanlarda, yetersiz ekip ve ekipmanla yürütülmüştür. Birçok depremzede, bölgeye herhangi bir arama kurtarma ekibi ulaşmadan günlerce enkaz altında bekledi. Maden işçileri gibi arama kurtarma çabalarına katkıda bulunabilecek sivil fırsatları seferber etmek için artık çok geçti. Afet yönetimindeki bu önemli koordinasyon eksikliği tüm deprem bölgelerinde gözlemlenmiş, arama kurtarma ekipleri doğru yönlendirilememiş ve ihtiyaç duyulan bölgelere yardım ulaştırılamamıştır. Geç müdahale ve uyum sorunu can kaybını katlanarak artırdı.
İNSANİ KRİZ BARINMA VE GIDA SEKTÖRÜNDE OLDU: Aynı durumda barınma ve gıda açısından insani kriz yaşanmıştır. Türkiye’nin dört bir yanından vatandaşların dayanışma seferberliğiyle yaşanan kriz kısmen hafiflese de, deprem bölgelerinde yardım dağıtımında da kaos yaşandı. Afet yönetimi açısından son derece değerli olan deprem bölgelerinde temel ihtiyaçların karşılanması için askeri birliklerin ve demokratik kitle örgütlerinin organize ve tecrübeli yapısı ile görev alması sağlanamamıştır. Bu da deprem sonrası afet bölgesinde günlük hayatın sürdürülmesinde büyük sorunlara yol açmıştır.
HALA DOĞRU İNSANLAR VARKEN PAKETLEME FAALİYETİNE BAŞLANMASI, YAŞAM KAYBININ ARTMASI: Can kaybını artıran bir diğer unsur ise enkaz altında hala insanlar varken enkaz kaldırma çalışmalarına başlanmasıydı. Öyle ki, medyaya da yansıdığı üzere, arama kurtarma gruplarından yurt dışından gelen bazı uzmanlar, kurtarma çalışmalarına son verilmesi ve enkaz kaldırma çalışmalarına erken başlanması nedeniyle bir tepki olarak deprem bölgelerini planlamalarından çok önce terk etti. Bu durumdan kaynaklanan her can kaybının kasten öldürme olduğu açıkça ifade edilmelidir.”
Ortak hata açıklaması yapan ve ortak basın açıklaması yapan avukat kümeleri şöyle:
“Adalet İçin Hukukçular, Çağdaş Hukukçular Topluluğu, Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi, Demokrasi İçin Avukatlar, Özgürlükçü Demokrat Hukukçular, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi, Sosyal Hukuk, Hukukçular Sendikası, Avukat Hareketi.” (HABER MERKEZİ)